İş Birliğine Dayalı Öğrenme Tekniği: Jigsaw

 


    2015 yılında yapılan PISA sınavında öğrencilerin “iş birliğine dayalı problem çözme” becerileri ilk defa değerlendirilmişti. Yayınlanan rapora göre Türkiye OECD içerisinde yer alan 35 ülke içinde iş birliğine dayalı problem çözme alanında son sırada, genel sıralamada ise 51 ülke arasında sondan beşinci sırada yer aldı. Rapor, öğrencilerimizin iş birliğine dayalı problem çözme konusunda ne kadar yetersiz olduklarını ortaya koyuyordu. Bu sonuçlar haliyle okullarda yapılan eğitim ve öğretim çalışmalarının bir fotoğrafını da bizlere sunmaktadır.
    Rapor ortaya koyduğu sonuçlar itibariyle aslında pek de şaşırtıcı değil. Daha ilkokul birinci sınıftan itibaren ödül, yarışma ve çoğu zaman rekabete dayalı öğretim faaliyetleri ile öğrencilerin iş birliğine dayalı çalışma becerilerinin gelişmeyeceği çok açıktır. Açıklanan rapor da bu durumu net bir şekilde ortaya koymaktadır.
    İş birliğine dayalı çalışabilme günümüz insanının sahip olması gereken en önemli özelliklerden biridir. İş birliği yapabilme, bir grubun parçası olma, bir takım içinde uyumlu bir şekilde çalışabilme gerçek iş ortamlarında bir bireyden beklenen en önemli yetkinliklerden biri haline gelmiştir.
    Bu noktada bu becerinin küçük yaşlardan itibaren sınıf ortamlarında bilinçli faaliyetlerle öğrencilere kazandırılması gerekmektedir. İş birliğinin esas alındığı sınıf ortamlarında modelin çocuklar üzerindeki olumlu etkileri kısa sürede gözlemlenmektedir. Çünkü iş birliğine dayalı öğrenme, gruptaki bireylerin yeteneklerini ortaya çıkarmayı ve onlardan yararlanmayı, birlikte çalışma ve sorunlulukları paylaşmayı destekler. Bu da öğrencilerin sürece aktif bir şekilde katılmasını sağlar ve akran desteğini geliştirir. Birbirini geçmek yerine birbirlerinin öğrenmesine destek olmak en önemli amaç haline gelir. İş birliğine dayalı öğrenme en sonunda öğrencilerin kendilerine ve arkadaşlarına saygı duymalarını sağlar, kurdukları iletişimin kalitesini artırır ve sınıf yönetimini destekler.
    Tüm bu anlatılanlar ışığında eğer sınıf ortamlarında iş birliğine dayalı bir öğrenme ortamı oluşturmak istiyorsak ders tasarım sürecinde seçtiğimiz yöntem ve tekniklerin bu beceriyi desteklemesi gerekmektedir. Elliot Aronson tarafından geliştirilen “Jigsaw” tekniği bu anlamda sınıf içi iş birliğini geliştirmede kullanılabilecek tekniklerin başında gelmektedir.
    Grup çalışmasının esas olduğu Jigsaw tekniğinde her öğrenci kendi öğrenme sorumluluğunu üstlenmektedir. Jigsaw, bu anlamda hem bireysel hem de grupla çalışmaya imkân veren bir tekniktir. Çünkü öğrenci sahip olduğu bilgi ve becerileri geliştirebilmek için arkadaşlarıyla iş birliği yapmak zorunda olduğunu fark etmektedir.
    Jigsaw, her ders veya konuda kolayca uygulanabilecek aktif ve yenilikçi bir öğrenme tekniğidir. Belirlenen bir konunun parçalara ayrılıp gruplar içerisinde tartışılması, devamında diğer grup bireylerine sunulması ve konunun tamamının bu şekilde iş birliği yoluyla kavranması tekniğin özünü oluşturmaktadır. Tekniğin uygulama aşamalarını ilkokul 4. Sınıf “Besin Grupları” konusu özelinde örneklendirebiliriz.

  • Sınıftaki öğrenciler gruplara ayrılır. Her grup 5 veya 6 altı kişiden oluşabilir.
  • Tüm gruplara aynı öğrenme konusu verilir. Alt yaş gruplarında öğrenciler bütün halindeki bir konuyu ne şekilde parçalara ayıracaklarını kestiremeyebilirler. Bu nedenle özellikle ilkokulda verilecek konunun parçalara bölünebilecek yapıda olması önemlidir (Ana konu; besin grupları, alt konular; karbonhidratlar, yağlar, proteinler, vitaminler).
  • Alt konular grup üyelerine dağıtıldıktan sonra sınıf içerisinde uzmanlık grupları oluşturulur (protein masası, vitamin masası vb.).
  • Daha sonra her öğrenci kendi grubundan ayrılıp uzmanlık gruplarına katılır.
  • Uzmanlık grubunda yeterli tartışma, bilgi ve beceri paylaşımı gerçekleştirildikten sonra öğrenciler uzmanlık gruplarından ayrılıp kendi gruplarına geri dönerler. Yani ilk grupta artık besin gruplarının farklı alanlarında uzmanlaşmış kişiler vardır. Her öğrenci kendi uzmanlık alanı ile ilgili öğrendiği yeni bilgilerini grubunda paylaşır. Bu sayede gruptaki herkes tüm besin gruplarını derinlemesine öğrenme fırsatı yakalar.
Tekbiyik, A. (2015). The use of jigsaw collaborative learning method in teaching socio-scientific issues: The case of nuclear energy. Journal of Baltic Science Education, 14(2), 237.
Şekil 1. Jigsaw Modeli Tasarımı (Tekbıyık, 2015)
   
      Teknik diğer derslerde de rahatlıkla uygulanabilir. Örneğin;

  • Matematik dersinde problem çözme aşamaları gruplarda çalışıldıktan sonra bir problem sorulup gruplardan çözmeleri istenebilir. Bu şekilde gruptaki her öğrenci problemde kendi uzmanlığındaki bölümle ilgili sorumluluk alıp problemin çözümüne katkı sağlayabilir.
  • Türkçe dersinde okuma çalışmaları oldukça etkileşimli bir hale gelebilir. Okunacak materyal parçalara bölünüp gruplara dağıtılır. Öğrencilerden metni oluş sırasına göre bir araya getirmeleri istenebilir. Uzmanlık grubunda kendi parçasına hâkim olan öğrenci grubuyla bir araya gelince kitabı oluş sırasına göre tamamlar. Bu sayede kitap tamamlanmış olur.
  • Sosyal bilgiler dersinin birçok konusu (milli kültür öğeleri, teknolojik ürünler, doğal afetler vb.) jigsaw tekniğine uyumlu yapıdadır. Teknik ile öğrencilere birbirleri ile daha fazla iş birliği yapma fırsatı sunabilirsiniz.
    Öğrencilerinizin iş birliğine dayalı çalışmalarında bir sorun olduğunu düşünüyorsanız yaptığınız uygulamaları gözden geçirin. Gerçekten de bu fırsatı onlara verdiniz mi?


Yorumlar

  1. Farklı yöntem ve tekniklerin dersin kalıcılığı arttırdığına hiç şüphe yok; ancak çok zaman kaybettirmiyor mu sizcede?

    YanıtlaSil
  2. Öğrenme için motivasyon ve merak önemli bir unsurdur. Farklı yöntem ve teknikler motivasyonu arttırmaktadır. Bu yüzden ders işlenişlerinde yararlanılmalıdır. İlk uygulamalarda biraz zaman sorunu olabilir fakat bir süre sonra çocuklar alışıyor ve süre sorunu yaşanmıyor.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder